Haber

Kaftancıoğlu’ndan İstanbul’da Tahliye Kararı Alınan Okullara İlişkin Açıklama: “Bu Riski Hatırlamak İçin Başka Bir Coğrafyada Deprem Olur mu…

GAYE ŞEMA CAN

CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, 2022-2023 Eğitim-Öğretim yılının ikinci döneminin başlamasına iki gün kala deprem tehlikesi tespit edilen 93 okulun tahliye kararıyla ilgili olarak, “Bu okulların olduğu bilinen bir gerçekti. İstanbul’daki okulların riskli olduğunu ve bu okullara yıllarca müdahale edilmesi gerektiğini söyledi.

CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, düzenlediği basın toplantısında, Kahramanmaraş, Pazarcık ve Elbistan’da yaşanan depremlerin ardından deprem gerçeğini ve eğitim bağlamında 2022’nin ikinci döneminin başlamasına iki gün kala söyledi. -İstanbul Valiliği’nin 2023 eğitim-öğretim döneminde 93 okulun tahliye edildiği belirlendi. değerlendirmelerde bulundu. Basın açıklamasına CHP’li milletvekilleri, il ve ilçe başkanları katıldı. Kaftancıoğlu, üzüntüsünün yanı sıra kızdığını da belirterek, şunları söyledi:

“HEPİMİZ ÜZGÜNÜZ AMA ÇOK KIZGINIZ: Öncelikle hepimize bir kez daha merhaba demek istiyorum. Bölgedeki 12 ilimizi de etkisi altına alan çevre illerle birlikte illerimizin sayısı da artıyor, yaşanmaya devam eden depremlerde kaybettiğimiz vatandaşlarımıza bir kez daha rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Evet, sanırım ülkedeki herkes gibi hepimiz yaşadıklarımızdan dolayı üzgünüz. Ancak en azından bu salonda hepimiz CHP’lilere kızgınız diye düşünüyorum. Neler yapılmalı, ne zaman yapılmalı, hatırlatmalar nelerdi, vatandaş için ne gibi çalışmalar yapılmalı ve ortada bir deprem gerçeği var. Kaybettiğimiz binlerle ifade ettiğimiz rakamlar var. Kızgın değilsek ne yapacağız?

AMA BÖYLE BİR AKIL BU PLANLAMAYI YAPAR: Millet İttifakı’nın 30 Ocak 2023’te açıkladığı Ortak Politikalar Mutabakat Bildirgesi’nin afet yönetimine ilişkin bölümünde Kahramanmaraş, Antakya ve çevre illerde deprem olmazken, geçmiş tecrübeleri görerek, ders alarak, neler yapılması gerektiğini, bir daha olmaması veya doğal afet durumunda ne yapılması gerektiği. ‘Şehircilik ve Afet Yönetimi Bakanlığı kuracağız’ başlıklı metnin altında iki cümleyi sizlerle paylaşmak istiyorum. ‘ Afet yönetimi ve afetlere karşı planlama, afet olmadan hemen önce ortaya çıkarılıp irade ile ortaya konulacak bir süreçtir ama bu tür bir zeka, ancak bu tür bir planlamaya ve ancak böyle bir çalışmaya da yetki verilir.

YÜZYILIN FELAKETİ DENENİYOR AMA YÜZYILIN ZORLUĞU HAKKINDA SÖYLEYECEK ÇOK ŞEYİMİZ VAR : Yüzyılın felaketi deniliyor ama yüzyılın beceriksizliğine dair söyleyecek çok şeyimiz var. Hepimizin çok fazla sözü olduğunu biliyorum. Ancak izin verirseniz, İstanbul’da yıkılması, yenilenmesi ve güçlendirilmesi planlanan 93 okulla ilgili birkaç cümleyle birlikte bugünkü basın açıklamamızın gündemine Ortak Politikalar Mutabakatı’ndan şu cümleyi ekleyeceğim. Yine Ortak Politikalar Mutabakatında ‘Deprem riski taşıyan binalarda okul, hastane ve sosyal hizmet binaları başta olmak üzere depreme karşı güçlendirme çalışmalarını hızlandıracağız’ ifade edildi. Dediğim gibi söylenebilecek çok şey var.

DOĞRU AMA GEÇ VERİLEN BİR KARAR: İstanbul özelinde, İstanbul’da yıkılıp yenilenmesi kararlaştırılan 93 okula gelince… 1999 ve öncesinde yapılan riskli 93 okul, İstanbul Valiliği’nin eğitimin başlamasına iki gün kala yaptığı basın açıklamasıyla açıklandı. 2022-2023 eğitim öğretim yılının ikinci yarısı. Yapılan çalışmalar sonucunda 76 tanesinin yıkılıp yeniden yapılması, 17 tanesinin ise güçlendirilmesi kararı geç alınmış olsa da doğru bir karar olmuştur.

ZAFERİ KALDIRMAYA ÇALIŞIRKEN DAHA BÜYÜK ZAFER HEDİYE ETMEK İÇİN BU TÜR ŞEYLER: Mağduriyeti çözerken plansız çalışma sonucu daha büyük mağduriyet yaratmak dediğimiz şey de tam olarak böyle bir şey olsa gerek. Sorularla konuyu genel olarak özetlemek istiyorum. Resmi rakamlara göre İstanbul’da 3 bin 647 devlet okulu ve yaklaşık 3 bin 790 özel okul bulunuyor. Yani İstanbul’da ilkokul, anaokulu, ortaokul ve lise olmak üzere 7 bin 437 okuldan ve bu okullarda öğrencisi, öğretmeni, çalışanı ve memuru olan 5 milyon kişilik bir topluluktan bahsediyoruz.

OKULLARIN RİSK ALTINDA OLDUĞU YILLARDIR BİLİNİYOR: İlk etapta açıklanan riskli okulların çocuklarımızın hayatında oluşturduğu riski hatırlamak için başka bir coğrafyada deprem mi olması gerekiyordu? İstanbul’daki bu okulların riskli olduğu ve bu okullara yıllarca müdahale edilmesi gerektiği bilinen bir gerçekti.

BU DEPREM OLMASA ÇOCUKLAR ŞU OKULLARA GİTMEYE DEVAM EDECEKLERDİ: Bölgede deprem olmasaydı, bu okullarda depremden etkilenen ve etkilenecek olan çocuklarımız bugün de bu okullara devam edecekti. Ve tekrar devam ediyorum, ‘Yaklaşık 7 bin 437 okul var’ dedik. Bölgede 93 civarında deprem oldu, hadi bir şeyler yapalım. Afet yönetiminden çok algı yönetimi önemlidir. ‘En az 93 okul yıkalım’ dediler. Peki kalan 7 bin küsur okul ve bu okuldaki öğrenciler, öğretmenler, yetkililer gönül rahatlığıyla okullarına devam edebilecekler mi? Yani devlet ve özel okullar şu anda eğitimin devam ettiği, inançlı velilerin öğrencilerini rahatlıkla gönderebildikleri okullar mı? Bu konuda hem İstanbulluların hem de bizlerin ama en önemlisi de çocuğunu okula gönderen anne babaların bunu bilmesi gerekiyor. 93 okulun yıkım kararı basın açıklamasıyla duyurulurken, WhatsApp açıklamasıyla velilere duyuruldu. Açıklamada, ‘Çocuğunuzun devam ettiği okul için yıkım kararı alınmıştır. Pazartesi izinli sayılacaktır. Salı gününden itibaren nereye gidileceği konusunda bilgi verilecektir.’ Ne kadar açık? Her şeyin bir bedeli vardır. Hangi okula gönderilecek, ek derslik açıldı mı, sınıf mevcudu artırıldı mı, veliler ulaşımı nasıl sağlayacak, hizmet bedelinden aile bütçesine gelen fazla yükü kim karşılayacak? Cevap yok.

EĞİTİMDE FIRSAT EŞİTLİĞİ SAĞLAMAK SİYASETİN MİSYONU: Eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak siyasetin görevidir. Özel okulların kendi beyin sarsıntısının güvenliği de dahil olmak üzere özel okullar kendi kaderlerine mi bırakılıyor? Çocuğunu özel okula gönderen ya da göndermek zorunda kalan veliler, o binada deprem güvenliği konusunda özel okulun sahibiyle mi yoksa kiminle birlikte inisiyatif alacak? İster özel okul ister devlet okulu olsun, bu okuldaki binalardan kaynaklanan depremlere karşı çocuklarımızın güvenliğini sağlamak tamamen kamunun ve mülki idarenin sorumluluğundadır.

YÖNETİM ALGISINA HALA KATILIYORLAR: Bugünkü basın açıklamamızın ardından İstanbul İl Başkanlığı Maarif Müsteşarımız olarak hem eğitim kurullarımız hem de İstanbul halkı adına İstanbul Valiliğine resmi bir dilekçe ile başvuruda bulunacağız. Az önce ne dedim? Yüzyılın felaketi ile ama daha büyük bir felaket olan yüzyılın beceriksizliği ile karşı karşıyayız. Bu beceriksizlikle hala İstanbul’daki algıyı yönetmekle meşguller, olası bir İstanbul depreminde neredeyse hepimizi enkaz altında bırakmayı göze alıyorlar. İstanbul Valiliğine vereceğimiz dilekçede İstanbul’daki 7 bin 400 okulla ilgili sorular soracağız, temel çalışmalar yapıldı mı, 93 okul nasıl belirlendi, diğer okullarla ilgili süreçler neler, eğitim dönemi ne zaman başlayacak? yıkılan okullarda başlanacak mı? Alacağımız ya da ağlamayacağımız cevapları İstanbullularla paylaşacağız.

ALGIYI YÖNETMEK İSTEYENLERE KARŞI SORUMLULUKLARINI UNUTMAYACAĞIZ:Bize düşen görev, sorumluluk algısını yönetmeye çalışanlara sorumluluk duygusunu hatırlatarak İstanbulluları bilgilendirip, bu süreci yaygınlaştırma misyonumuzu yerine getirmektir.

İstanbul Valiliği’ne, riskli 93 okulun tahliyesi için Kahramanmaraş merkezli depremin neden beklendiği anlatıldı.

BU BİNALARIN BOŞALTILMASI GEREKLİ OLDUĞUNU KİM BİLİYOR AMA YENİ VAKUMDAN KİM SORUMLU?: Daha önce riskli olduğu bilinmesine rağmen tahliye edilmeyen, deprem sonrası alelacele tahliye edilen süreçlerden kimlerin sorumlu olduğunu, bu süreci bu şekilde kimin yönettiğini ve hangi sürecin yürütüldüğünü İstanbul Valiliği’ne bildireceğiz. bu formda doğru ama gecikmiş kararla ilgili olarak alınmıştır. soracağız.

YALAN İŞİNDE NE KADAR BÜYÜDÜKLERİNİ GÖRÜYORUZ:‘İstanbul’da depreme hazırlanıyorduk’ cümlesiyle sadece İstanbul’daki okulların durumuna baktığımızda bile alışık oldukları saçmalıklarda ne kadar ileri gittiklerini bir kez daha görebiliyoruz. birileri deprem sırasındaki beceriksizliklerini örtbas etmek için İçişleri Bakanını aradı.

YOK OLMAYAN SANDIKLARININ KOLTUKLARINDAKİ O TİTREYİ YAŞAMAYA KARARLIYIZ. Görünen o ki siz, ülkeyi yönettiğinizi zannedenler, saraylarını genişletmekten ve çıkarlarını genişletmekten başka bir şeye hazırlık yapmıyorsunuz. Ama merak etmeyin, çektiğimiz bu acılar henüz birkaç günlük. Geride bıraktığınız ahlak ve beceriksizlik molozlarından bu ülkeyi hep birlikte ve el ele kaldıracağız diyorum. Bu ülkede binlerce vatandaşımızı kaybetmemizin şokunu, sarsılmaz, yıkılmaz sandıkları ve en sadık sandıkları koltuklarında hissedene kadar bu şoku hissedemeyecekleri açık görünüyor. O dönemde halkın yanında olmaya, halkın doğrularını söylemeye ve bir sonraki seçimlerde yıkılmaz sandıkları koltuklarda o depremi hep birlikte yaşatmaya kararlıyız.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu